1) Seyirci Problemi
İlk haftada oynanan 9 karşılaşmanın üçü, ülkemizde uygulanan
Passolig sistemine rağmen seyircisiz oynandı. Eğer Konyaspor da kendi evinde
oynamış olsaydı bu sayı dörde çıkacaktı. Galatasaray – Kayserispor karşılaşmasını
31.394 biletli izleyici izlerken bu maçı, 31.152 seyirci ile Trabzonspor –
Konyaspor mücadelesi takip etti. Bu iki karşılaşmadan sonra görebildiğimiz en
büyük sayı maalesef ki 5472.
İlk hafta maçlarını 75.522 taraftar stadyumlardan izledi. Bu
sayıyı şöyle izah edeyim, Premier League’de Pazar günü oynanan Manchester
United – West Ham United karşılaşmasını Old Trafford’dan izleyen kişi sayısı
74.925. Yani oynadığımız 9 karşılaşma ile bir karşılaşmayı anca geçebilmişiz…
Şunu da ekleyeyim, Süper Lig’de bu hafta tribünlerimizin
doluluk oranı %25. Premier Lig’de bu oran %88, Ligue 1’de %66, Portekiz
Ligi’nde %52, Belçika Ligi’nde %65, Eredivisie’de %86…
2) Faul Sayılarının Aşırılığı
Futbolu izlemeyi sevmeyen bir ülke olarak aynı zamanda oynamayı
da pek sevmiyoruz zannedersem. Bizim anlayışımız oynattırmamak, “kazanamıyorsan
kaybetme” mottosunu sahaya yansıtmak.
Yukarıdaki tabloda Süper Lig ve Premier Lig’in ilk
haftalarında oynanan karşılaşmalarda yapılan faul sayılarını belirttim. Ülkemizde
bir maçta ortalama 33 faul yapılırken İngiltere’de bu sayı 21,7. Bu uçurumda
hem futbolcularımızın, hem teknik direktörlerimizin, hem de hakemlerimizin payı
oldukça büyük. Bu konuya biraz olsun dikkat etmemiz gerekiyor, edelim ki
ligimizin seyir zevki artsın. Daha güzel bir lig izleyelim.
3) Yabancı Tutkumuz
Mircea Lucescu’nun şu sözleriyle başlayalım bu kısma, "İzlediğim
maçlarda 4 Türk oyuncu oynatan takım yok. Fenerbahçe ve Başakşehir de öyleydi.
En fazla 3 Türk oynatılıyor. Ben sahada kimi izleyeceğim! Hangi bölgeye kimi
alacağım? Bu durum Milli takım adına sıkıntı yaratabilir.”
Bu hafta oynanan 9 karşılaşmaya 198 farklı futbolcu ilk
11’de başladı. Bu 198 isimden 139’u yabancı uyruklu olurken sadece 59 Türk
uyruklu futbolcu ilk 11’de forma şansı bulabildi. Bu 59 futbolcunun hepsinin de
altyapısını Türkiye’de almadığını düşünürsek halimiz içler acısı…
Altyapı sorununa bağlamayı çalıştığımı not olarak ekleyeyim, yanlış anlaşılmasın. Yabancı sınırı konusunda hiçbir eleştirim yok...
Altyapı sorununa bağlamayı çalıştığımı not olarak ekleyeyim, yanlış anlaşılmasın. Yabancı sınırı konusunda hiçbir eleştirim yok...
4) Hakem Hataları
Hakem hataları yeni sezona da damgasını vurmaya devam
ediyor. Göztepe – Fenerbahçe maçında Alper Potuk’un attığı goldeki ofsayt,
Trabzonspor – Konyaspor maçında Pereira ve Fofana’nın atılmaması, yine aynı
maçta Traore’nin ayağını kıran Durica’ya sarı kart gösterilmesi, Beşiktaş –
Antalyaspor maçında verilen penaltı…
Neyse, bu konu hakkında daha fazla yazamayacağım…
5) Hava Durumları
Bu sezon anlam veremediğim bir şekilde erken açıldı Süper
Lig. Çok büyük plansızlıkların içinde planlar yapıyor federasyonumuz. Sanıyorum
ki İngiltere ve Fransa liglerine özenildi, ne oraların hava şartlarını göz
önünde bulundurarak ne de liglerinin 38. haftada sona erdiğini düşünerek.
Havaların sıcaklığı nedeniyle 21.45’te başlayan maçlarımız
var, taraftarların eve ulaşması gece ikiyi bulabiliyor. Fark ettiniz mi
bilmiyorum fakat yazdığım tüm maddeler, 1. maddeye, yani seyirci sorunumuza sebep
oluyor.
Şunu da yazmadan geçmeyeyim, bir de U21 ligimiz var. Burada
aynı şartlar altında maçlar 10.00, 16.00 ve 17.00 saatlerinde başlamış bu
hafta.
Çok büyük plansızlıkların içinde bir Süper Lig’imiz var,
“Süper” dediysek lafta tabii. Daha geliştirilmesi gereken, planlanması gereken
çok şeyi var bu Süper Lig’in. Kendisini seviyoruz ama daha iyisini hak etmiyor
muyuz?
Yine harika bir yazı��
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Sil