Sayfalar

30 Temmuz 2017 Pazar

Top 5 - 2017/18'de Çıkış Yapabilecekler

Yeni bir sezon, yeni transferler ve yepyeni heyecanlar... Bu güzel oyunun yeni sezonunda "Kesinlikle şampiyon olacak" diyebileceğimiz takımlardan öte, izlerken zevk vereceğini ve bir önceki sezon koyduğu hedeflerin üzerine çıkabileceğini düşündüğüm takımları kısaca yazmaya çalıştım. "X takımından da umudum var" diyebileceğiniz veya benimle aynı fikirde olmadığınız ekipleri de yorum kısmından belirtirseniz memnun olurum.


1) AC Milan

Rossoneri Sport Investment Lux şirketinin, kulübü nisan ayında satın almasıyla yeni bir yolculuğa yelken açtı Milan. 30 yıldır başkanlık görevini yürüten Silvio Berlusconi, koltuğunu Çinli grubun başındaki Yonghong Li'ye bıraktı.
Milan için 800 milyon Euro'yu gözden çıkartan Yonghong Li ve ekibi, AC Milan'ı o eski günlerine döndürmek için kararlılardı. Bu düşüncelerinin ilk adımlarını fazla beklemeden atmaya başladılar.

Öncelikle Vincenzo Montella ile yola devam kararı alan yönetim, sonrasında hocanın istediği futbolcuları teker teker almaya başladı. Franck Kessie, Lucas Biglia, Ricardo Rodriguez, Mateo Musacchio, Hakan Çalhanoğlu, Andrea Conti, Andre Silva, Leonardo Bonucci, Fabio Borini ve Antonio Donnarumma transferlerine 189 milyon Euro harcanırken belki de yapılan en büyük transfer, takımdan ayrılma noktasına gelen Gianluigi Donnarumma ile tekrardan anlaşılmasıydı.


Sanıyorum ki Milan taraftarı da bizimle aynı fikirde. Milan'ın, geçtiğimiz sezon Romanya Ligi'ni 5. sırada bitiren CS U Craiova ile oynayacağı UEFA Avrupa Ligi 3. ön eleme turunda oynayacağı maç için 50.000'in üzerinde bilet satılması da bunun en büyük göstergesi. Maça daha 6 gün olduğunu ve geçtiğimiz sezon seyirci ortalamasının 40.000 dolaylarında olduğunu düşünürsek tabii.


2) Everton 

Paranın bu kadar fazlasıyla hakim olduğu, gelirlerin uçmuş olduğu bir futbol ortamında, hele ki o paralar da doğru yere harcanıyorsa başarıya ulaşmaya ramak kalmış demektir bana kalırsa.

Marko Arnautovic'in 22,5 milyon Euro ettiği, bir takımın üç bek transferine 138 milyon Euro verebildiği, lige yeni çıkan bir takımın 43,1 milyon Euro ödeyebildiği, bir ikinci lig takımının 17,9 milyon Euro ödeyerek transfer yapabildiği ayrı bir futbol dünyasında doğru noktaları tespit edip o noktalara uygun transferleri yapan herhangi bir kulübün başarısız olma ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyorum.


Stekelenburg, Williams, Baines, Schneiderlin, Gueye, Mirallas gibi artık kendini kanıtlamış diyebileceğimiz isimlerin arasına Keane, Pickford, Klaassen, Onyekuru, Ramirez, Martina ve Rooney transferleri kelimenin tam anlamıyla "cuk" oturdu. Barkley'in ismini gideceği haberlerine dayanarak geçirmedim, bir de kalırsa harika bir kadro olmaz mı?

"Ya kardeşim paraların yüksekliğinden bahsediyorsun da Keane - Pickford - Klaassen üçlüsü 84 milyona alındı haberin var mı?" diyebilirsiniz. Ancak burada bahsetmek istediğim olay, sadece Lukaku'nun 84,7 milyon Euro etmesi ve yerine alınan ismin bonservis verilmeden alınan Wayne Rooney olması...

Şampiyon olabilirler mi, imkansıza yakın... Geçtiğimiz sezon topladıkları 61 puanı geçebilirler mi, çok ama çok büyük ihtimalle...


3) Göztepe 

2016/2017 sezonunda TFF 1. Lig'in ilk yarısını lider olarak tamamlamıştı Göztepe. Süper Lig hazırlıkları yavaş yavaş başlamıştı, ancak ikinci yarıda Elazığspor maçıyla başlayan felaket seride 9 maçta 7 mağlubiyet aldı sarı-kırmızılılar. Lider olarak Süper Lig'e çıkma düşünceleri, 32. hafta itibariyle "Acaba Play-Off'a kalabilecek miyiz?" cümlelerine bırakmıştı yerini.

Son 3 haftada alınan 7 puan ile birlikte 53 puan toplayan Göztepe, üçlü averaja girdiği Giresunspor ve Altınordu'yu geride bırarak Play-Off'a adını yazdırmıştı. Yarı finalde Boluspor'u, finalde ise Eskişehirspor'u geçerek Süper Lig biletini alan son takım olmayı başardı İzmir ekibi.


Buraları biraz uzun tutmak istedim. Çünkü direkt olarak çıkan Sivasspor ve Yeni Malatayaspor'dan tam 21 gün sonra garantilenmişti Süper Lig'e çıkmayı. Yaptıkları çalışmalar ise yıllardır bu ligde olan kulüplerden  katbekat hazır olduklarını gösteriyor.

Ligin yazılı olmayan transfer kuralı olan "Ligi Tanıyan Futbolcu" politikasını harika bir şekilde uyguladılar. Sabri Sarıoğlu, Andre Castro, Oscar Scarione, Rajko Rotman, Selçuk Şahin, Nabil Ghilas gibi hem ülkeyi bilen hem de nitelikli futbolcuların yanına Axel Ngando ve Yoan Gouffran isimleri transfer edildi. Bir sol bek, bir stoper ve bir kaleci transferiyle birlikte transferi kapatacaklarını düşünüyorum. Umarım bu politikadan vazgeçmeyip eski Göztepe'yi tekrardan bizlere gösterebilirler.



4) Royal Antwerp 

Öncelikle şunu itiraf edeyim, bundan iki-üç gün önce Belçikalı birkaç futbolseverle bir konuşmamda isminin geçmesine kadar Antwerp'i araştırma fikrim yoktu, haliyle potansiyellerinin farkına varma fırsatım olmamıştı.

1956/1957 sezonuna kadar 4 şampiyonluğu bulunan Antwerp, 1991/1992 sezonunda kazandığı Belçika Kupası sayesinde katıldığı Kupa Galipleri Kupası'nda finalde Parma'ya 3-1 mağlup olarak ikinci oldu. Bu süreçte gerilemeye devam eden Belçika ekibi, 2003/2004 sezonunda düştüğü 2. Lig'de tam 13 sezon kaldı. 2016/2017 sezonunda bu ligde aldığı sonuçlarla Play-Off oynamaya hak kazanan kırmızı-siyahlılar, Roeselare'yi 3-1 ve 1-2'lik skorlarla geçerek tekrardan 1. Lig'e çıkmaya hak kazandı.


Eski Beşiktaşlı Vedran Runje'nin kaleci antrenörlüğünü yaptığı Antwerp'te ayrıca yakından tanıdığımız Sinan Bolat ve Björn Vleminckx gibi iki isim de bulunuyor. Dylan Batubinsika ve Obbi Oulare ise, otoriteler tarafından sezona damga vuracağı düşünülen futbolcular.

Maçlarını 12.975 kapasiteli De Bousil'de oynayan Antwerp'in maç başına seyirci ortalaması ise 11.500 civarında. Bu sayıyla futbol aşığı (!) ülkemizin en iyi ligindeki 18 takımın 11'inin önünde olan Antwerp, bu sezon Pro League'e renk katacağa benziyor.


5) Marsilya
9 lig şampiyonluğu, Şampiyonlar Ligi'ni kazanmayı başarabilen tek Fransız ekibi...
Tarihinde yaşadığı büyük dalgalanmalara rağmen ayakta durabildi. Buna karşın halen eski günlerine tam olarak ulaşabilmiş olduklarını söylememiz pek mümkün değil.

1980'lerde iflasın eşiğine kadar gelmiş, Bernard Tapie'nin gelmesiyle en sükseli dönemlerinden birini yaşamışlardı. Bu dönemde yakaladıkları ivmeyle ulaştıkları 1992/1993 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun ardından isimlerinin geçtiği şike davasında küme düşürülmesine karar verildi. Mali konularda birkaç defa daha sıkıntı yaşayan mavi-beyazlılar, küme düşmesinin ardından bu döneme kadar olan süreçte sadece 1 şampiyonluk yaşayabildi.


2015/2016 sezonunda takımın ligi 13. sırada bitirmesinin ardından mavi-beyazlılarda büyük çaplı bir çalkalanma yaşanırken, sahneye çıkan isim ABD'li iş adamı Frank McCourt oldu. Marsilya'nın yeni sahibi, bu büyük sorumluluğun altına girerken kendinden emin olduğunu şu sözlerle belirtmişti: "Olympique Marsilya’nın daha iyi yerlere gelebilmesi için gerekli kaynak ve cesarete sahibiz."

Geçtiğimiz sezonun kış transfer döneminde kadrosunu Dimitri Payet, Patrice Evra ve Morgan Sanson gibi isimlerle güçlendiren Marsilya, bu sezonun transfer döneminde ise Adil Rami, Luis Gustavo ve Valere Germain'in yanı sıra Florian Thauvin ve Clinton N'Jie'nin de bonservisini aldı. Geçtiğimiz sezon Crystal Palace'a giden ve mutluluğu bulamayan Steve Mandanda tekrardan takıma katılırken kiralıktan dönen Lucas Ocampos'un da bu sezon iyi bir performans sergilemesi bekleniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder