Ziraat Türkiye Kupası… 1962 yılından beri düzenlenen,
ülkenin bir numaralı ulusal kupası.
Manevi değerinin maddi gelirinden daha önde olduğu, prestijli bir
turnuva. Fakat kupaya ulaşmak için oynanan maçların fazlalığı, seyir zevkini
düşürürken gereken önemin de verilmemesine sebep oluyor. Bu konudaki
düşüncelerimi, olmaması gerektiğini düşündüklerimi verileri ön planda tutarak kısaca yazmaya
çalıştım. Fazla önemsenir mi, zannetmiyorum fakat biz yine de kendimizce
fikirlerimizi belirtmiş olalım.
İlk olarak ulusal kupa düzenleyen 54 Avrupa ülkesinin hangi
eleme sistemini uyguladığından bahsetmek istiyorum.
54 ülkenin 47’si eliminasyon sistemini uygularken Türkiye’nin
de arasında bulunduğu 7 ülke eliminasyon sisteminin yanında grup aşamalı sistem
uyguluyor.
Şunu da bir not olarak düşelim, grup sistemi olan ülkelerden
İsrail, İsveç, İzlanda, Portekiz ve Yunanistan gruplarını tek maçtan oynarken Avrupa’da
çift maçlı grup oynayan sadece iki ülke var: Türkiye ve San Marino.
Kupada oynanan maçlar, bazı takımlar için ekstadan yorgunluk
ve masraf anlamına gelebiliyor. Buna da biraz değinmek istedim ve 54 ülkenin
kupalarında şampiyon olan takımların kaç maç oynadıklarının listesini
çıkarttım.
Kupasında şampiyon olması için 10 maçtan fazla oynama
zorunluluğu bulunan ülkeleri kırmızı ile belirttim. Kırmızı şeritte bulunan
Türkiye, 54 ülke arasında ise 4. sırada bulunuyor.
“Ya kardeşim, gençler ne güzel oynama şansı buluyor işte,
neyini eleştiriyorsun?” tarzı yorumlar gelebilmesi çok normal. Bundan dolayı da
2016/2017 sezonunda oynanan Ziraat Türkiye Kupası grup maçlarında ekiplerin
sahaya çıktıkları ilk 11’lerin yaş ortalamasıyla kulüplerin oynatabileceği
futbolcuların yaş ortalamalarını kıyasladım.
Sayılara göre, takımların grup maçlarında kullandıkları 11’lerin
yaş ortalamaları, kullanabilecekleri futbolcuların yaş ortalamalarından büyük.
Teknik direktörler bu maçlarda genç futbolculara şans vermediler dersek yalan
söylemiş oluruz fakat takımların “tecrübeli abilerine” de bir hayli şans
verdikleri de bir gerçek.
Yazıyı biraz olsun yüreklere su serpen bir paragrafla
bitirmek istiyorum. Turnuvanın yayıncı kuruluşu Turkuvaz Medya’nın bünyesinde
bulunan A Spor’un Genel Yayın Yönetmeni’ne sosyal medya üzerinden sorduğum “Kupada grup oynayan ender ülkelerdeniz. Yayıncı
kuruluş ile ilgili midir?” sorusuna aldığım “Endüstriyel bir evrimdi sebebi.
Fakat köklü bir değişim yaşanabilir.” cevabını, grup sisteminin kalkabileceğine dair bir sinyal olarak
algılayabiliriz…
güzel yazı
YanıtlaSilÇok başarılı bi yazı olmuş tebrikler
YanıtlaSil