Sayfalar

25 Temmuz 2019 Perşembe

Y. Malatyaspor 2-2 Olimpija


Bifouma, Fofana, Jahovic üçlüsünü bir arada izleyecek olmanın heyecanıyla oturdum televizyonun başına. Orta alan ve geri kısımdan ise şüphelerim fazlaydı.

Maça Yeni Malatyaspor daha hakim bir şekilde başladı, ilk on dakika itibariyle top daha çok temsilcimizdeydi, rakip ise savunma arkasına attığı toplarla pozisyon arıyordu. Nitekim golü de bu şekilde buldu, gol büyük oranda Hadebe’ye yazar bence. Önce arkasına atılan topa önde yakalandı, sonrasında da golü atan Vukusic’i kovalayamadı. Bugün için eksi yazar fakat ileriki günlerde Mina&Hadebe ikilisi bu lig için yeterli olabilir.

İki stoperin önünde konuşlanan Murat, geçen sene Sarıyerspor’dayken bir anda bu seviyelerde şans bulan Fatih ve henüz ne gibi bir numarası olduğunu çözemediğim Donald orta üçlüsüyle bir kreatiflik yakalamak kolay değil, (geçen sene bu takımın merkezinde Guilherme&Aleksic ikilisiyle oynadığı futbolu hatırlatayım) dolayısıyla takımın asıl hücum planı kanatlardaki Bifouma ve Fofana’yı topla buluşturmaktı anladığım kadarıyla. Bu iki isim de benim beklentimin altında kaldı, birkaç pozisyon dışında topu istedikleri gibi kullanamadılar. Bunda beklerden istedikleri yardımı alamamış olmaları temel faktör sanırsam, formsuz bir Chebake ve taraftarların yuhalamasına sebep olan bir performans sergileyen Erkan Kaş da beklentimin altında kalanlardandı.

Tam da bu noktada Guilherme’ye bir parantez açmam lazım. Oyuna girdikten bir saniye sonra attığı ara pasla takımına penaltı kazandırdı, daha sonrasında da 65. dakikaya kadar kilit açmakta problemler yaşayan takımının bu sorununu büyük ölçüde çözdü. He gol gelmedi, orası ayrı mesele.


Gelelim kaleye... Geldiği günden beridir hiç beğenmediğim bir kaleciydi Farnolle, geçen sezon maçlarda akan oyundaki performansından çok kurtardığı penaltılarla ön plana çıktı, bu da biraz olsun göz boyadı.  Bu lig için vasat bir kaleci olan Ertaç’a iki sezonda toplam 42 lig maçında formayı kaptıran bir isimden bahsediyoruz. İkinci golde yapmış olduğu hata, Malatya için kale probleminin ne kadar büyük ölçüde olduğunu bizlere gösterdi fakat umarım turun gitmesine sebep olmaz. Farnolle&Ufuk ikilisi Süper Lig takımlarının kaleci ikililerine baktığımızda seviye olarak en aşağıdakilerden biri olabilir. Bir sol bek, bir orta sahanın yanı sıra bir kaleci transferinin de bu takım için elzem olduğunu düşünüyorum.


Sonuç olarak Malatyaspor deplasmana dezavantajlı bir şekilde gidiyor, buna rağmen Slovenya’da oynanacak olan maç kazanılmayacak bir maç değil, rakip de elenmeyecek bir rakip değil zira. 

(Yazıyı yazdıktan sonra fotoğraf ararken fark ettim ekleyeyim. Maç içinde yuhalanınca üzülmüştüm ama Erkan götü göbeği salmışsın be abi kaç ay tatil yaptın bu hal ne :( )

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Yaz Transfer Dönemi Başladı

Yılın en güzel zamanlarından biri olan yaz transfer dönemine geldik. Bir sürü transfer spekülasyonunu... Büyük bir keyifle takip ediyoruz. Bazı takımlar transferlerine başladı, bazıları ise sessizliğini sürdürüyor. Bugün tam olarak bu noktaya parmak basmak istiyorum. Neden?

Geçtiğimiz yaz 31 Ağustos’ta Adem Ljajic, 26 Ağustos’ta ise Loris Karius açıklanmıştı. Sezonun ilk maçının 10 Ağustos’ta oynandığı, 26 Ağustos itibariyle üçüncü haftasının geride kaldığı bir lig içerisinde olduğumuzu; üstelik Beşiktaş’ın da UEFA Avrupa Ligi’nde ilk ön eleme maçını 26 Temmuz’da oynadığını düşündüğümüzde bu transferler için biraz acele etmemiş misiniz sanki?

Geçen sezon transferin kapanmasına bir hafta kala Fikret Orman’ın yaptığı bir açıklamayı buraya bırakıp devam edelim: Taraftar transfer istiyor diye paramızı çarçur edecek değiliz. Türkiye'nin gerçekleri var. Döviz kurları yükseliyor. Biz de bundan etkileniyoruz. Bu taraftar baskısı yaratıyor ama mantıklı davranmamız gerekiyor."

2018/19 sezonunun ilk yarısını topladığı sadece 26 puanla 7. sırada bitiren Beşiktaş, bu 17 karşılaşmada sadece 7 galibiyet alabilmişti. İkinci yarıda takımın oturmasıyla birlikte yine aynı rakiplerle oynanan 17 karşılaşmada yalnızca iki mağlubiyet alan siyah-beyazlılar, şampiyonluğu ligin tam olarak hangi zaman aralığında verdi, cevabı çok net.

Bu tabloya aslında o kadar da yabancı değil Beşiktaşlılar. Çok değil bir sezon önce de hemen hemen aynısı yaşanmıştı. Sezon içerisinde zamanla kemik kadroda kendilerine yer bulacak olan Gary Medel, Alvaro Negredo ve Jeremain Lens’in de transferleri Ağustos ayı içerisinde tamamlanmıştı. Bu isimlerin yeni kulüplerine alışma süreçlerinin ne kadar uzun sürdüğünü biliyoruz, aslında bu yadırganacak bir durum değil her futbolcu bu tarz problemler yaşayabilir fakat siz bu futbolcuları kampa yetiştiremediğiniz sürece bu sorunun sancısı katbekat artıyor. 

2017/18 sezonunun ilk yarısını toplanan sadece 30 puanla 4. sırada bitiren takımın, ikinci yarıda yine yalnızca aldığı 2 mağlubiyetle şampiyonluğu kaçırmış olması çok da tesadüfi bir durum değil bence, en azından bir önceki paragrafta belirttiğim ifadeleri kanıtlamaya yetiyor sanırım.

Temmuz 2017’de yine Fikret Orman’ın yaptığı bir açıklamayı da ekleyelim: "Transferde önümüzde bir süreç var. Bütün ekibimiz çalışıyor. Bizim için en önemli kriter, oyuncuların hem takıma uyum sağlaması hem de mali kriterleridir. Beşiktaş’ı taraftar yönetmiyor, Beşiktaş’ı biz yönetiyoruz. Taraftarların fikirleri önemli mi, tabii ki önemli. Taraftarları kale almayacak şekilde zaten hareket etmeyiz. Taraftar istiyor diye de bir hareket yapmayız. Herkes haddini bilsin, herkes işine baksın. Biz işimizi yapıyoruz, herkes de işini yapsın." 

Sadece üç soru sorarak yazıyı bitireyim:

1) Yazıda şu ana kadar belirtmiş olduğum transferlerin mali açıdan nasıl bir külfet yarattığı ortada. Oyuncuların takıma uyum sağlamasını istiyorsanız bu transferler neden Ağustos’ta bitiyor? 

2) Cevabınız mali kriterlerse bu transferlerin bonservis-maaş durumuna baktığınızda ortaya çıkan tablodan memnun musunuz? 

3) Tüm bu şartlar ışığında, iki sezondur şampiyonluğun tam olarak nerede kaçtığını lütfen artık fark edebilir misiniz?